Zekât ve Yardımlaşmada Yakınlarımızın Önceliği
İslam dini, sosyal adaleti ve yardımlaşmayı esas alan bir dindir. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de adaleti, iyiliği ve özellikle yakın akrabalara yardım etmeyi emretmiştir:
"Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı ve akrabaya yardım etmeyi emreder..." (Nahl Suresi, 90. Ayet)
Bu ayet, Müslümanlara toplumsal düzenin korunması ve ihtiyaç sahiplerinin gözetilmesi konusunda bir düstur sunmaktadır. Yardımların en başta akrabalarımıza, yakın çevremize ve komşularımıza ulaştırılması, İslam’ın temel ilkelerindendir. Eğer herkes kendi ailesine, akrabalarına ve çevresine duyarlı olup destek olursa, toplumda fakirlik ve mağduriyet büyük ölçüde azalacaktır.
Zekât ve Sadakanın Öncelikli Adresleri
Zekât ve sadaka, İslam’ın sosyal adaleti sağlamada en etkili araçlarından biridir. Peygamber Efendimiz (s.a.v), yardımlaşmanın en güzel şeklinin öncelikle en yakın çevreden başlaması gerektiğini bildirmiştir:
"Sadaka verirken önce kendi yakınlarından başla." (Tirmizî, Zekât, 26)
Bu hadis-i şeriften anlıyoruz ki, zekât ve sadakalarımızı önce ihtiyaç sahibi olan akrabalarımıza, ardından komşularımıza ve çevremizdeki diğer muhtaçlara vermek en doğru olanıdır. Çünkü İslam, sadece bireysel ibadetleri değil, toplumsal dayanışmayı da teşvik eden bir dindir.
Güvenilir Yardımlaşma
Günümüzde birçok yardım kuruluşu, zekât ve bağışları toplamakta ve dağıtmaktadır. Ancak bu noktada Müslümanların dikkatli ve bilinçli olması gerekmektedir. Bazı fırsatçılar ve sahtekârlar, insanların dini duygularını istismar ederek haksız kazanç elde etmektedir. Bu nedenle, yardımların doğrudan ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlamak büyük bir önem taşımaktadır.
Şayet her Müslüman, önce kendi çevresindeki fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine yönelse, toplumda mağduriyet büyük ölçüde azalır. Yardımların yanlış ellere geçmesi engellenir ve gerçekten ihtiyacı olanlara ulaşması sağlanır.
Sonuç
Müslüman, hem ibadetlerinde hem de sosyal sorumluluklarında bilinçli olmalıdır. Zekât ve sadakaların en doğru şekilde kullanılması, öncelikle aile, akraba ve komşulara yönlendirilmesiyle mümkündür. Böylece toplumda hem maddi hem de manevi bir dayanışma oluşur.
Unutmayalım ki, Rabbimiz adaleti, iyiliği ve yakınlara yardım etmeyi emretmiştir. Bu emirleri yerine getirerek hem dünya hem de ahiret saadetini kazanabiliriz.