Umut Verip Yarı Yolda Bırakmanın Kul Hakkı ve İlahi Hesabı
İnsan, fıtratı gereği güvenmeye ve güven duyulmaya muhtaç bir varlıktır. Hayatta karşılaştığımız her insan, bize bir emanet olarak gönderilir. Bu emanetin en önemli parçalarından biri ise güven ve umuttur. Birine umut vermek, ona destek olmak, bir çıkış yolu göstermek, aslında Rabbimizin bize yüklediği ahlaki bir sorumluluktur. Ancak, bir insanın gönlüne umut ekip, sonra onu yarı yolda bırakmak, yalnızca bir dünyevi haksızlık değil, aynı zamanda ahirette de hesabı sorulacak büyük bir vebaldir.
Umut Vermek ve Emanet Bilinci
İslam'da emanet kavramı büyük bir yer tutar. Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim’de şöyle buyurur:
"Allah, size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emreder." (Nisâ, 4/58)
Bir insana umut vermek de bir emanettir. Çünkü umut, insanın hayata tutunmasını sağlayan manevi bir bağdır. Eğer birine güven ve umut aşılayıp, onun gözünde bir dayanak noktası oluyorsak, bu emaneti sonuna kadar korumak zorundayız. Zira emanete ihanet etmek, kişinin hem vicdanında derin bir yara açar hem de kul hakkına girerek ilahi adalet karşısında ağır bir mesuliyet doğurur.
Kul Hakkı ve İlahi Hesap
İslam’da kul hakkı, en büyük haklardan biridir ve affedilmesi, hak sahibinin rızasına bağlıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurur:
"Kim bir kulun hakkını haksız yere almışsa, onunla helalleşsin. Çünkü ahirette ne altın ne de gümüş vardır. O gün, haksızlık yapanın sevaplarından alınır, hak sahibine verilir. Eğer sevabı yoksa, hak sahibinin günahları ona yüklenir." (Buhârî, Mezâlim, 10)
Bir insanı hayal kırıklığına uğratmak, onu yarı yolda bırakmak, özellikle de umut vererek bunu yapmak, kul hakkının en ince ve derin boyutlarından biridir. Zira burada sadece maddi bir zarar değil, insanın ruhunu zedeleyen manevi bir zarar da söz konusudur. Birinin kalbini kırmak, ona verdiğimiz sözleri tutmayarak hayal kırıklığı yaşatmak, onun güven duygusunu sarsmak, aslında manevi bir gasptır.
İnsanlara Umut Olmak, Onları Yolda Bırakmamak
Allah Resûlü (s.a.v), insanların güvenini kazanmış ve hiçbir zaman verdiği sözden dönmemiştir. O, ümmetine her daim güven telkin eden, zor zamanlarında onların yanında duran bir önderdi. Bir hadisinde şöyle buyurmuştur:
"Müslüman, elinden ve dilinden insanların emin olduğu kimsedir." (Tirmizî, Îmân, 12)
Birine umut verip sonra onu terk etmek, bir nevi "sözle aldatmak" demektir. İslam ahlakında bu, münafıklık alametlerinden biri olarak kabul edilmiştir. Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur:
"Münafıklığın alameti üçtür: Konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete ihanet eder." (Buhârî, Îmân, 24)
Bu hadis-i şerif, verdiğimiz sözlerin ne kadar önemli olduğunu ve bir insanı yüzüstü bırakmanın ne büyük bir ahlaki zafiyet olduğunu bizlere açıkça göstermektedir.
Gönül Sadakası: Kalplere Merhametle Dokunmak
İslam'da sadece maddi sadaka değil, manevi sadaka da önemlidir. Bir insanın gönlüne umut vermek, ona iyilikle yaklaşmak, ona moral ve destek olmak bir tür gönül sadakasıdır. Ancak bu sadakayı yarıda bırakmak, o kişiyi bir çıkmazın içine itmek, manevi bir vebaldir.
Peygamberimiz (s.a.v) buyurmuştur:
"İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olandır." (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 1/191)
Eğer bir insana faydalı olmaya niyet etmişsek, bu faydanın devamlı olmasına özen göstermeliyiz. İnsanları umutlandırıp, sonra onları yalnız bırakmak, hem onların ruhunu incitir hem de bizim vicdanımızı karartır.
Sonuç: Umudun ve Güvenin Hesabı Vardır
Bir insanın kalbine umut ekmek, bir bahçeye tohum ekmek gibidir. Ancak bu tohumu susuz bırakmak, ona ihanet etmek demektir. Allah katında her şeyin bir hesabı olduğu gibi, umut verip sonra yarı yolda bırakmanın da bir hesabı vardır.
Bu nedenle, eğer birine umut vereceksek, bunun sorumluluğunu da üstlenmeliyiz. Bir insanın güvenini kazanmak kadar, o güveni korumak da bizim ahlaki ve dini görevimizdir. Çünkü Rabbimiz bizlere emaneti yüklemiş ve bizden adaletle hareket etmemizi istemiştir.
Allah, bizleri emanete sadık, güvenilir ve insanlara gerçek anlamda umut olan kullarından eylesin. Amin.