Cesur Yürek


Deprem Sünnetullahtır: Deprem Olur, Tedbir Alınması Lazım

Köşe yazısı


Deprem Sünnetullahtır: Deprem Olur, Tedbir Alınması Lazım
Dini Açıdan Bir Değerlendirme

Depremler, yeryüzünün dinamik yapısının bir sonucu olarak meydana gelen tabii afetlerdir. Ancak İslam inancında bu tür olaylar sadece fiziksel değil, aynı zamanda metafizik anlamlar da taşır. Mümin bir bakış açısıyla, depremler Allah’ın koyduğu düzenin (Sünnetullah) bir tezahürü olarak değerlendirilir. Bu yazıda, depremin sünnetullah bağlamında anlamı, müminin bu olaylara karşı tutumu ve tedbir almanın dini boyutu ele alınacaktır.

1. Sünnetullah ve Tabiat Kanunları

Sünnetullah, Allah’ın kâinatta geçerli kıldığı fiziksel ve toplumsal kanunlardır. Bu kanunlar değişmez, süreklidir ve tüm insanlık için geçerlidir. Depremler, yer kabuğunun hareketliliğinden kaynaklanan bir doğal olaydır ve bu, Allah’ın fiziksel alemde koyduğu kurallar çerçevesinde gerçekleşir.

Kur’an-ı Kerim’de bu konuda şöyle buyrulmaktadır:

> “Sen, Allah’ın sünnetinde bir değişme bulamazsın; Allah’ın sünnetinde asla bir sapma da bulamazsın.”
(Fatır Suresi, 43)

Bu ayet, ilahi düzenin değişmezliğini ortaya koyar. Yer sarsıntıları da bu düzenin birer parçasıdır. Dolayısıyla bir mümin, depremlerin oluşunu inkâr etmeden, Allah’ın kudretini ve iradesini görerek hareket etmelidir.

2. Depremler İbret ve Tezekkür Vesilesidir

Depremler kimi zaman imtihan, kimi zaman uyarı, kimi zaman da ibret vesilesi olabilir. Allah (cc), kullarını çeşitli şekillerde sınar ve onlara hatırlatmalarda bulunur. Depremler de insanın acizliğini, fani oluşunu ve dünya hayatının geçiciliğini hatırlatan olaylardır.

> “Biz onları belki dönerler diye büyük bir azapla yakaladık.”
(Secde Suresi, 21)

Bu tür ayetler, insanın gafletten uyanması, kendini sorgulaması ve Rabbine yönelmesi için doğal olayların nasıl bir vesile olabileceğini göstermektedir. Ancak bu, her depremi bir ceza olarak görmek anlamına gelmez. İslam’da musibetler bazen ceza, bazen arınma, bazen de toplumsal uyanış vesilesidir.

3. Hz. Peygamber’in Deprem Karşısındaki Tavrı

Hz. Muhammed (sav) döneminde de depremler yaşanmış ve O’nun bu olaylar karşısındaki tutumu bizler için örnek olmuştur. Rivayetlere göre deprem olduğunda Efendimiz (sav) hemen namaza yönelir, dua eder ve Allah’a sığınırdı.

> “Gök gürültüsünü işittiğinde şöyle dua ederdi: ‘Bu sesi bize merhamet kıl, azap yapma!’”
(İbn Ebi Şeybe, Musannef, 6/104)

Bu tutum, müminin karşılaştığı afetlerde dua, sabır ve teslimiyetle hareket etmesi gerektiğini göstermektedir. Aynı zamanda Resulullah (sav), insanlar arasında güvenli yapılaşmanın, komşuluk hukukunun, yardımlaşmanın önemine de vurgu yaparak, toplumsal tedbirlerin önemini dolaylı olarak öğretmiştir.

4. Tedbir Almak da Kulluğun Gereğidir

İslam’da akıl nimetinin kullanılması, sebeplere sarılmak esastır. Tedbirsiz tevekkül, İslam’ın tavsiye ettiği bir yaklaşım değildir. Peygamberimiz’in “Deveni bağla, sonra Allah’a tevekkül et” hadisi, bu hususu veciz biçimde açıklar.

Deprem kuşağında yaşadığımızı bildiğimiz halde bina güvenliğine dikkat etmemek, plansız şehirleşmeye devam etmek, bilinçsiz yapılar inşa etmek; hem insan hayatına kast hem de kul hakkına girebilir. Nitekim Kur’an, insanın kendi eliyle felaket üretmemesini emreder:

> “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.”
(Bakara Suresi, 195)

Dolayısıyla bina güvenliği, arama-kurtarma eğitimi, afet bilinci oluşturmak, sadece dünyevi sorumluluk değil, aynı zamanda dini bir görevdir.

5. Tarihsel Bir İbret: 1999 Marmara Depremi

17 Ağustos 1999 tarihinde Türkiye’nin Marmara bölgesinde meydana gelen büyük deprem, 17 binin üzerinde can kaybına, on binlerce yaralanmaya ve büyük ekonomik kayıplara yol açtı. Bu deprem, Türkiye tarihinde hem fiziksel hem de manevi açıdan derin izler bıraktı. Binaların sağlam yapılmaması, ihmalkarlık, denetim eksiklikleri ve bilinçsizlik, felaketin büyüklüğünü artırdı.

Bu olay, tedbirsizliğin ve sorumluluğun ihmal edilmesinin ne kadar büyük bedellere yol açabileceğini gözler önüne serdi. O günden sonra birçok kişi hem maddi hem manevi anlamda kendini sorguladı. Rabbimiz, bu tür olayları bir uyarı olarak değerlendirmemizi ister:

> “Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle yaptıklarınız yüzündendir. Yine de Allah çoğunu affeder.”
(Şûrâ Suresi, 30)

Bu ayet çerçevesinde, Marmara Depremi gibi olaylar bize bireysel ve toplumsal sorumluluklarımızı yeniden hatırlatmalı, sadece acılarla değil, ibretle de yüzleşmemize vesile olmalıdır.

6. Tedbir ve Dua Beraber Olmalıdır

İslam dini, hem dünya hem ahiret dengesini gözeten bir dindir. Deprem gibi doğal afetlerde sadece dua etmek yeterli değildir. Dua ile birlikte tedbir ve hazırlık gerekir. Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan ülkelerde, dini sorumluluk bilinciyle yapılan her mühendislik hesabı, her sağlam temel, her bilinçlendirme çalışması bir sadaka-i cariyedir.

Camilerde, okullarda, medyada “deprem bilinci” üzerine yapılan çalışmalar, sadece bilgi değil, birer iman tezahürüdür. Peygamber Efendimiz'in (sav) buyurduğu gibi:

> “Sizden her biriniz bir çobandır ve hepiniz sürünüzden sorumlusunuz.”
(Buhari, Ahkam, 1)

Bu sorumluluk, yalnızca ailemizi değil, yaşadığımız toplumun güvenliğini de kapsar.

7. Kaynakça ve Kullanılan Ayet-Hadisler

Kur’an-ı Kerim’den Ayetler:

Ahzab Suresi, 62

Fatır Suresi, 43

Secde Suresi, 21

Bakara Suresi, 195

Şûrâ Suresi, 30

Hadisler:

“Deveni bağla, sonra tevekkül et.” (Tirmizi, Kıyamet, 60)

“Yeryüzü sizin için secde yeri kılındı...” (Buhari, Teyemmüm, 1)

“Bu sesi bize merhamet kıl, azap yapma!” (İbn Ebi Şeybe, Musannef, 6/104)

“Sizden her biriniz bir çobandır...” (Buhari, Ahkam, 1)

Ek Kaynaklar:

Diyanet İşleri Başkanlığı – “Doğal Afetler ve İslam”

AFAD (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) – Türkiye Deprem Gerçeği Raporları

Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi – "Sünnetullah", "Musibet" maddeleri

Sonuç

Deprem bir sünnetullahtır, yani Allah’ın kainatta geçerli kıldığı yasaların bir parçasıdır. Bu yasalar gereği depremler olur ve olacaktır. Ancak mümin, bu gerçeği bilerek hareket etmeli, ibret almalı, dua etmeli ve en önemlisi tedbir almalıdır. Akıl, irade ve sorumlulukla hareket eden bireyler, hem dünyevi hem uhrevi olarak kazançlı çıkacaktır. Unutulmamalıdır ki, sadece dua değil, dua ile birlikte gayret de kulluğun gereğidir.

Bisiklet tutkunları, pedallarını TEGV’li çocuklara umut olmak için çevirdi

Hataylı sörfçülere Türkiye Şampiyonası'nda 6 madalya

Sakaryalı tekvandocu Kerem Kıl'a 'Milli Takım' çağrısı

İzmir’in gurur Tuna Tunca'dan tarihi 'Manş' hedefi

Artistik yüzmede tarihi başarı

İstanbul Beylikdüzü Belediyesi voleybol turnuvası sona erdi

Türkiye Pickleball'da bölge şampiyonaları belli oldu... Finaller Bursa'da

Mardinli sporcu Ahmet Alkanoğlu'ndan bir başarı daha!

Keşanlı genç futbolcular Beşiktaş altyapısında!

Türkiye'de pedallar sağlıklı yaşama çevrildi

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2