9181,72%0,88
39,68% 0,18
45,71% 0,09
4296,95% 0,14
6933,62% 0,33
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Abdulkadir Uraloğlu’nun açılış konuşmasını yaptığı “Bağlantısallığın Yeni Çağı
Forumu”nda TÜRKSAT 7A’nın yapım sürecine yönelik finansman desteğini kapsayan
protokol imzalandı. Bakan Uraloğlu, “2029 yılında hizmete almayı planladığımız
uydumuz daha yüksek veri kapasitesi ve daha güçlü kapsama alanıyla Türkiye’nin
dijital gelecek vizyonunun taşıyıcısı olacak” dedi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı
Abdulkadir Uraloğlu, TÜRKSAT’ın öncülüğünde düzenlenen “Bağlantısallığın Yeni
Çağı Forumu”nun açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Bakan Uraloğlu konuşmasında,
uzayın yalnızca bilimsel keşiflerin değil, aynı zamanda küresel güç dengelerinin
ve stratejik üstünlüklerin yeniden tanımlandığı bir arena haline geldiğini
vurguladı.
Uydu teknolojilerinin, modern
savaşların seyrini değiştiren kritik bir unsur olarak öne çıktığına dikkati
çeken Uraloğlu, “Artık savaşlar yalnızca karada, havada veya denizde değil,
adeta uzayda kazanılıyor. Uydular, istihbarat toplama, gerçek zamanlı iletişim,
hedef tespiti ve lojistik koordinasyon gibi alanlarda devletlere eşsiz bir
üstünlük sağlıyor.” açıklamasında bulundu.
“Uzayda Güçlü Bir Varlık
Göstermek Küresel Rekabet Gücümüzün Bir Gereğidir”
Devam eden İsrail-İran
çatışmasından örnek veren Uraloğlu, uydu tabanlı gözetleme ve iletişim
sistemlerinin, stratejik karar alma süreçlerinde hayati bir rol oynadığına
dikkati çekti. Uydular aracılığıyla toplanan verilerin, hassas hedef
tespitinden hava savunma sistemlerinin koordinasyonuna kadar savaşın her
aşamasında belirleyici bir avantaj sunduğunu dile getiren Uraloğlu, sözlerine
şu şekilde devam etti:
“Bu, bize uzay teknolojilerinin
ulusal güvenlik ve savunma açısından ne denli kritik olduğunu açıkça
gösteriyor. İşte bu nedenle, Türkiye
olarak uzayda güçlü bir varlık göstermek, sadece teknolojik bir hedef değil, aynı
zamanda milli güvenliğimizin ve küresel rekabet gücümüzün bir gereğidir.”
1957’de Sovyetler Birliği’nin
Sputnik 1 uydusunu fırlatmasıyla başlayan uzay çağından, 1962’de Telstar’ın
televizyon yayınlarını Atlantik ötesine taşımasına kadar, uzayın her zaman
insanlığın sınırlarını zorlayan bir alan olduğunu söyleyen Uraloğlu, Türkiye’nin
ise bu yolculuğa 17 Mayıs 1865’te Osmanlı Devleti’nin Uluslararası
Telekomünikasyon Birliği’nin kurucu üyelerinden biri olarak attığı adımla
başladığını anımsattı. Uraloğlu, “Telgraf hatlarıyla temeli atılan bu serüven,
129 yıl sonra 1994’te TÜRKSAT 1B uydusuyla uzayın sınırsız potansiyeline kucak
açmış, TÜRKSAT 1C, 2A, 3A, 4A, 4B, 5A, 5B ve en son 6A ile bu vizyonu daha da
ileri taşımıştır.” şeklinde konuştu.
Uraloğlu, 2021’de kurulan Türkiye
Uzay Ajansı, 2022’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen
Milli Uzay Programı ve ilk yerli ve milli uydu TÜRKSAT 6A’yı üreterek bu mirası
yeni bir boyuta ulaştırdıklarını kaydetti.
“Bağlantısallık, Yeni Çağın
Anahtarıdır”
Yalnızca üretmenin yetmediğini,
dünyayla kesintisiz ve güvenli bir biçimde bağlantıda kalmak gerektiğini ifade
eden Bakan Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Ekonomiler, toplumsal yapılar,
kamu hizmetleri, güvenlik ve kalkınma modelleri artık bağlantı kapasitesiyle
doğrudan ilişkili. Bu nedenle bağlantısallık, yeni çağın anahtarıdır ve bugün
ticaretin, eğitimin, sağlığın, kamu yönetiminin ve hatta sosyal yaşamın temel
taşı hâline gelmiştir. Hem bireylerin hem de bütün devletlerin dijital dünyaya
entegre olduğu bir dönemde bu altyapının güçlü, güvenilir ve yaygın olması
hayati önemdedir. Bu noktada ayrıca bağlantısallığın yalnızca bir teknolojik
gereklilik olmadığını, aynı zamanda bir toplumsal dönüşüm aracı olduğunu da
vurgulamak isterim.”
5G teknolojisi ve yüksek hızlı
uydu sistemleri sayesinde, kırsal bölgelerdeki bir öğrencinin artık dünyanın en
iyi eğitim kaynaklarına erişebildiğini; bir girişimcinin küresel pazarlara
anında ulaşabildiğini belirten Bakan Uraloğlu, “Sağlık sektöründe, teletıp
uygulamalarıyla hastalar, coğrafi engeller olmaksızın uzman doktorlarla
iletişim kurabiliyor.” dedi.
“Türkiye Olarak Fiber Optik
Ağlardan Uydu Teknolojilerine Kadar Kapsamlı Bir Altyapı Geliştiriyoruz”
Siber güvenlik tehditlerinin
arttığı bu çağda, güvenli veri aktarımının ve kesintisiz iletişimin, ulusal
güvenlik açısından da vazgeçilmez bir unsur haline geldiğini sözlerine ekleyen
Bakan Uraloğlu, “Türkiye olarak, bu yeni çağın fırsatlarını değerlendirmek ve
risklerine karşı hazırlıklı olmak için fiber optik ağlardan uydu
teknolojilerine kadar kapsamlı bir altyapı geliştiriyoruz. Bu, sadece
teknolojik bir yatırım değil, aynı zamanda sosyal adalet, ekonomik büyüme ve
küresel rekabet gücümüzün de temel taşıdır.” açıklamasında bulundu.
“Bilgi Otobanları Kuruyoruz”
Uraloğlu, bir ülkenin haberleşme
sistemlerinin ne kadar kapsayıcı, hızlı ve dirençliyse; dijitalleşme
kapasitesinin de o ölçüde yüksek olduğunu dile getirerek, açıklamasında şu
ifadelere yer verdi:
“Bu anlayışla biz, Ulaştırma ve
Altyapı Bakanlığı olarak yalnızca karayolları, havayolları, demiryolları ve
limanlar inşa etmiyoruz; aynı zamanda bilgi otobanları kuruyoruz. Uydu
teknolojileri bizim için bir bağımsızlık ve sürdürülebilirlik meselesidir. Haberleşme
uyduları, bugün sadece yayıncılıkta değil; afet anlarında iletişimin kesintisiz
devamından kamu hizmetlerinin hiçbir aksaklık olmadan sürdürülmesine, savunma
altyapılarından tarımsal üretime kadar hayatın her alanında kritik rol
oynamaktadır.”
Milli Bekanın Kilit Unsuru
Türksat
15 Temmuz 2016’daki hain darbe
girişiminde Türksat’ın Gölbaşı Yerleşkesi’ne yapılan saldırının, söz konusu
kurumun stratejik önemini bir kez daha ortaya koyduğunu belirten Bakan
Uraloğlu, “O gece, Türksat çalışanlarımız Ahmet Özsoy ve Ali Karslı’nın kahramanca
duruşu sayesinde yayınlar aksamamış, Sayın Cumhurbaşkanımızın milletimizi
meydanlara çağıran mesajı ekranlara ulaşmış ve millet iradesi korunmuştur. Bu
olay, Türksat’ın yalnızca bir teknoloji şirketi değil, aynı zamanda milli
bekamızın kilit bir unsuru olduğunu göstermiştir.” dedi.
Bakan Uraloğlu ayrıca,
İsrail-İran arasında yaşanan sıcak çatışmaların ortasında İran’a Starlink
Uydularının gönderilmesinin de küresel uydu haberleşme sistemlerinin stratejik
önemini bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtti.
“Milli Teknolojiyle Uydu
Üretmek Bir Ülkenin Geleceğe Yönelik Vizyonunu Tüm Dünyaya İlan Etmesidir”
Bir ülkenin yüksek teknolojiye
sahip olmasının ve milli teknolojiyle uydu üretmesinin, yalnızca teknolojik bir
başarı değil, aynı zamanda küresel arenada bir meydan okuma olduğunun altını
çizen Bakan Uraloğlu, “Bu, bir milletin bilgi birikimi, mühendislik kapasitesi
ve yenilikçi ruhunun somut bir göstergesidir. Milli teknolojiyle uydu üretmek,
sadece gökyüzüne bir cihaz göndermek anlamına gelmez; bu, bir ülkenin kendi
kaderini tayin etme iradesini, bağımsızlığını ve geleceğe yönelik vizyonunu tüm
dünyaya ilan etmesidir.” dedi.
TÜRKSAT 6A ile birlikte önemli
bir eşiği geçtiklerinin altını çizen Uraloğlu, yüzde 80’in üzerinde yerlilik
oranıyla ve 84 yerli ekipmanla üretilen TÜRKSAT 6A’yı hizmete alarak,
Türkiye’yi haberleşme uydusu tasarlayıp üretebilen dünyadaki 11 ülke arasına
taşıdıklarını kaydetti. Bunun, Türkiye’nin mühendislikte geldiği noktayı
göstermesinin yanı sıra, Türkiye’nin teknolojik bağımsızlığına atılmış tarihî
bir adım olduğunu da dile getiren Uraloğlu, konuşmasına şu şekilde devam etti:
“TÜRKSAT 6A’yı 21 Nisan 2025’te
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle hizmete almıştık.
Hizmet vermeye başlamasının hemen ardından da Türksat, 6A’nın kapasitesi
üzerinden ilk uluslararası anlaşmayı imzaladı. Dubai merkezli bir firmayla
yapılan anlaşmayla Türksat, ilk kez Hindistan’ın doğusunda hizmet verecek. Daha
birçok haberleşme ve yayıncılık kuruluşlarıyla görüşmelerimiz de devam ediyor.
Bugün Türksat 31, 42 ve 50 derece yörüngelerdeki 6 aktif uydumuzla, dünya uydu
operatörleri arasında yer alıyor. Şimdi hem TÜRKSAT 6A’nın yeni anlaşmalarıyla
ve inşallah ileride TÜRKSAT 7A ile bu sıralamada daha da yükseleceğiz."
Sırada TÜRKSAT 7A Var
Sırada TÜRKSAT 7A olduğunu ifade
eden Bakan Uraloğlu, “Bugün, bu anlamlı forumun ardından, Bakanlığımıza bağlı
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi Başkanlığı (UDHAM)
ile TÜRKSAT arasında, yeni nesil haberleşme uydumuz TÜRKSAT 7A’nın yapım
sürecine yönelik finansman desteğini kapsayan bir protokol de imzalayacağız. Bu
protokol, TÜRKSAT 7A’nın geliştirilmesinde Bakanlığımızın sağlayacağı katkının
çerçevesini çizerek, projenin sağlam bir zeminde ilerlemesini temin edecek.”
dedi.
TÜRKSAT 7A projesinin, 42 derece
Doğu yörüngesinde görev yapan TÜRKSAT 3A uydusunun tasarım ömrünün sona
yaklaşması nedeniyle başladığını belirten Bakan Uraloğlu, “2029 yılında hizmete
almayı planladığımız bu uydumuz daha yüksek veri kapasitesi, daha güçlü kapsama
alanı ve esnek kaynak yönetim kabiliyetiyle, 7A uydusu Türkiye’nin dijital
gelecek vizyonunun taşıyıcısı olacaktır. Hizmete alındıktan sonra ülkemizin
uzaydaki bağımsızlığının güçlü bir simgesi olarak varlığını sürdürecektir.”
diye konuştu.
“Uydu Haberleşmesi, AK Parti
Hükûmetlerimiz Açısından Öncelik Alanıdır”
Bakan Uraloğlu, geleceğin; veriyi
daha hızlı iletenin, daha geniş kapsama alanlarına ulaşanın, daha güvenli
bağlantılar kuranın olacağını söyledi. Uraloğlu, bu nedenle iletişim
altyapısına yapılan her yatırımın hem bugünün hem geleceğin rekabet gücüne, güvenliğine
ve refahına yapılan yatırım olduğunun da altını çizdi.
Uyduların; özellikle geniş
coğrafyaya sahip, afet riski bulunan ve hizmet eşitsizlikleri yaşanabilen
bölgelerde eşitlikçi bir kalkınma aracı olarak da kullanıldığına dikkati
çekerek, “Ücra bir köydeki öğrencinin de şehirdeki bir sanayi tesisinin de
kesintisiz iletişim hakkı uydu sistemleri sayesinde güvence altına alınıyor. Bu
nedenle uydu haberleşmesi, AK Parti Hükûmetlerimiz açısından öncelik alanıdır.
Yalnızca kamu yatırımlarıyla değil, özel sektörün Ar-Ge gücüyle,
üniversitelerimizin bilgi birikimiyle ve uluslararası vizyonla bu alanı
stratejik bir eksene oturtmak istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Uzayda İzi Olanın, Dünyada
Sözü Olur”
Türkiye’nin uydu ekosistemini
güçlendirmek için attıkları adımların sadece büyük uydularla sınırlı olmadığını
dile getiren Bakan Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Göktürk gözlem uyduları, milli
güvenliğimiz açısından büyük önem taşıyan İMECE uydumuz, üniversitelerimiz ve
savunma sanayiinin geliştirdiği küp uydular, yakın yörünge takım uydu projeleri
ve TÜRKSAT’ın 2015’ten beri düzenlediği Model Uydu Yarışmaları, bu alandaki
iddiamızı ortaya koyuyor. Ve bugün yine bu nedenle bu alandaki tüm kurum ve
kuruluşlarımızla birlikteyiz. Bağlantısallığın Yeni Çağı Forumu’nu yalnızca bir
bilgi paylaşımı etkinliği olarak görmüyoruz. Bu Forumu, uydu haberleşme
teknolojileri bakımından Türkiye’nin gelecek 10, hatta 20 yılına yön verecek
bir strateji zemini olarak değerlendiriyoruz.”
Türkiye’nin; yalnızca kendi
bölgesinin değil, dünyanın da iletişim haritasında söz sahibi bir ülke olmak
zorunda olduğunun altını çizen Bakan Uraloğlu, “’Uzayda izi olanın, dünyada
sözü olur’ ilkesiyle hareket ederek ürettiğimiz teknolojiler, kurduğumuz iş
birlikleri ve geliştirdiği altyapılarımızla küresel düzeyde rekabeti en üst
seviyeye taşıyan bir Türkiye hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda hep çalışmaya
devam edeceğiz.” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından
Türksat 7A Projesi İş Birliği Protokolü İmza Töreni Ulaştırma ve Altyapı
Bakanlığı, UDHAM Başkanlığı ve Türksat A.Ş. tarafından gerçekleştirildi.